nerimanpolat
works > 2019  2018  2017  2016  2015  2014  2013  2012  2011  2010  2009  2008  2007  2006  2005  2004  2003  2002  2001  2000 1999 1998 1997

2004 >

Bathroom

Installation

"The Sphinx  will devour you" Karsı Art Group , Istanbul, Turkey
Curator: Beral Madra

Skope= To View
The pertinent question in today’s art is "How should an artist work in order to ster clear off  the annoying prerequisites of "total marketability"? Evidently there is no concrete prescripton for this behaviour, yet one can follow strategies of steering in the work of the artist as well as the curator. Taking the art work into the public space, giving the artist  the opportunity to develop a project with interactive possibilities or inviting the artist  to a colloctive workshop are some of strategies with successful results. Espite the attemp of creating alternative spaces for art production, the conservative approach to the artist, portraying him as the society entertainer or as an extravagant individual is stil prevailing. Consequently the artist needs and exploits platforms and events to challenge this prejudice. Since 1996, Neriman Polat’s work followed this path, mostly  participating in group shows realized in non- profit galleries and public spaces, instigated by the artists themselves and supported with long term discussion sessions. Polat’s work  playing with the potential of the viewer to see things beyond consumerism and media image consists of photographs, video tapes, and installations made with this these material. Although she modestly says that she documents the imprints of my surroundings and myself and that straight forward documentation fails to hold her attention, we can distinguish in her work a certain complex  act of observing herself, witnessing the peculiarities of resemblanc es and marginal identities, examining the stereotype behaviour of unsuspecting individuals and their environment. In her series of " His Own Reality", "Sisters", "Blondes", "Photo- Graves", and "Tourists" she shows the multi- difference in detail but on the other side she  reveals the- ever present collectivity caused by the functions of the capitalism. In these images "resemblance" becames a tool for her to circumvent the desire of the viewer for pseudo- originality and find a safe gound for critical thinking.In her current work, which she produced for the exhibition "The Sphinx will devour you", March 2004  in Istanbul( Karşı Sanat) dealing with the mythological narration of women  as a creature and the Oedipus complex, she has documented a performance and installed it as a fragmented collection of images on a standard so called "bath blue" painted wall. The performans is based on the complexity of "intimacy", "purification", "guilt" and carried out as an act of self-observation. Even if voyeurism is "looking  at naked people, most often without their knowledge", we can think that this is a kind of self inflicted voyeurism, and act of viewing herself consciously and letting people to view the  security and contentment of purification, but the disastrous character of a crime scene;it is obscene.Here, Polat juxtaposes the innocent concept of purification and its interpretation within the masculine dominated society. Her performans and documentation can be associated with the ideas of Pierre Bourdieu: And, women themselves apprehend all reality, and in particular the power relations in which they are held, throught schemes of thought  that are the product of embodiment of those power relations and which are expressed in the founding oppositions of the symbolic order."(*)

 Beral MADRA

*Pierre Bourdieu, "Masculine Domination", Polity Press, 2001

 

Banyo

"Sfenks Seni Yiyip Yutacak" Karşı Sanat Çalışmaları , İstanbul, Türkiye
Küratör: Beral Madra

Bugünün sanatına dair akıllardaki soru, "Tam pazarlanabilirlik’ gereğinin can sıkıcı şartlarından uzak durmak için bir sanatçı nasıl çalışmalıdır? Sorusudur. Belli ki bu tavır için somut bir reçete yok, ancak sanatçının olduğu kadar küratörün de yaptığı işte bazı stratejiler izlenebilir. Sanat yapıtını kamusal alana çıkarmak, sanatçıya etkileşim sağlama olanakları olan bir proje geliştirme fırsatı tanımak ya da sanatçıyı kolektif bir atölye çalışmasına davet etmek başarılı sonuçlar veren stratejilerden bazıları. Sanat üretimi için alternatif mekanlar oluşturma çabalarına karşın, sanatçıyı toplumu eğlendiren kimse ya da hovarda bir kişilik olarak gören sanatçıya karşı tutucu yaklaşım hala yaygınlığını sürdürüyor. Dolayısıyla sanatçı, bu önyargıyı kırmak için platformlara ve etkinliklere ihtiyaç duyuyor ve bunlardan yararlanıyor. Neriman Polat, çalışmalarında 1996’dan bu yana bu yolu izlemekte, çoğunlukla kar amacı gütmeyen galeride ve kamusal alanlarda gerçekleştirilen, sanatçıların kendilerinin girişimiyle başlatılan ve uzun süreli tartışma seanslarıyla desteklenen grup sergilerine katılmaktadır. Polat’ın, izleyicinin tüketicilik ve medya imajı ötesinde görebilme potansiyeliyle oynadığı işleri fotoğraf, video ve bu malzemelerle yaptığı enstalasyonlardan oluşur. Sanatçı her ne kadar alçakgönüllü bir tavırla kendi çevresinin ve kendisinin izlerini belgelediği ve doğrudan belgelemenin ilgisini çekmediğini söylese de, çalışmalarında kendisini gözlemleme, benzerlikler ve marjinal kimliklerin kendine özgü özelliklerine tanık olma, izlendiklerinden habersiz kişilerin sterotip davranışlarını ve bulundukları çevreleri inceleme gibi eylemleri içeren bir karmaşıklık ifade edilir. "Kendi Gerçekliği", "Kız Kardeşler", "Sarışınlar", "Photo-Graves" ve "Turistler" adlı seri çalışmalarında çoğul farklılığı ayrıntılı olarak gösterir, ama öte yandan kapitalizmin işlevlerinin neden olduğu her daim mevcut kolektifliği de ortaya koymaktadır. Bu görüntülerde ‘benzerlik’, sanatçı için izleyicinin sahte-orijinallik arzusundan uzak durarak eleştirel düşünme için güvenli bir alan bulmasını sağlayacak bir araç haline geliyor. Mart 2005’te Istanbul’da (Karşı Sanat) gerçekleştirilen, kadının mitolojik anlatılarda bir yaratık olarak tasvir edilişi ve Oidipus kompleksinden yola çıkan "Sfenks Seni Yiyip Yutacak" sergisi için ürettiği bu işinde, bir performansı belgeleyerek standart bir mavi renge boyanmış bir duvara parçalanmış görüntüler halinde yerleştirmişti. Performans ‘mahremiyet’, ‘arınma’, ‘suç’ kavramlarının karmaşıklığını temel alarak, bir kendi kendini gözlemek eylemi olarak gerçekleştirilmiştir. Her ne kadar röntgencilik "çıplak insanlara, çoğunlukla onlara fark ettirmeden bakmak" olsa da, bunu, sanatçının kendisine bilinçli olarak baktığı ve insanların sanatçıyı en mahrem haliyle görmesine izin verdiği kendi kendine başlatılan bir tür röntgencilik olarak görmek mümkün. Arınma esasen dinsel, ayinsel ve ruhani etkileri olan bir açımdır. Ancak bu parçalı sahneden arınmanın güvencesi ve tatminin izleri değil, bir suç mahallinin yıkıcılığını bulmak mümkün olur; müstehcendir. Burada Polat, masum arınma kavramını ve bu kavramın erkek egemen toplumdaki yorumlanış biçimini bir araya getirir. Sanatçının performans ve belgeleme pratiği Pierre Bourdieu’nun fikirleriyle ilişkili düşünülebilir: "Ve kadınların kendilerini tüm gerçekliği, özellikle de içinde tutuldukları iktidar ilişkilerinin şekil bulduğu ve sembolik düzeni oluşturan zıtlıklarda ifade bulan düşünce sistemleri aracılığıyla idrak ederler." (*)

Beral MADRA

*Pierre Bourdieu, "Masculine Domination", Polity Press, 2001

 


2004 >