nerimanpolat
works > 2019  2018  2017  2016  2015  2014  2013  2012  2011  2010  2009  2008  2007  2006  2005  2004  2003  2002  2001  2000 1999 1998 1997

< Hakkında Yazılanlar

"Tehlikeli Şeyler" Sergi Kataloğundan, Karşı Sanat Çalışmaları, 2002, İstanbul

Levent Çalıkoğlu

Neriman Polat’ın eksik kalmış, imkansızlığa toslamış, kendi doğal yerini ve ahengini bulamamış bir dizi imgenin fotoğrafından ve bir videodan oluşan "Bozuk" adlı düzenlemesi ise, bize tehlikenin tam oluşamamış hallerini gösteriyor. Fotoğraflarda yer alan nesne ve canlılara göre tehlikenin öncesini, sonrasını, mantıksızlığını, psikolojik etkilerini seyrederken video da, karanlıkta bir tür kurtarıcı ışık gibi parlayan televizyon ekranının üzerine tüneyen bir kadını izliyoruz. Kadın ileri geri hareket ederek , onu baştan çıkaran televizyona sürtünüp orgazm olmaya çabalıyor. Burada bir arzulama ile bir simgenin birleşmesine ilişkin bir sahneleme izliyoruz. İstek, modelin kışkırtmalarına verilen karşılıktan doğuyor, her türlü meydan okumanın karşılığı olarak kadın, televizyonun bağlı olduğu şebekelerin işleyişine ve moleküllerin büyük bir hızla yol aldığı çizgili ekrana duyulan arzunun bir karşılığı.Birleşme ne bir tecavüz atmosferinin gerilimini ne de romantik bir yakınlaşmanın sıcak duyarlılığını yansıtıyor. Olabildiğince donuk, tekdüze gidiş gelişler eşliğinde televizyon neredeyse bir vibratör vazifesi görüyor.Ortada ne dokunsal bir ürperti ne de karşı cinsin yaydığı bir salgı söz konusu. Zaten televizyon, imgelemi harekete geçirecek en küçük bir veri sunmaz, çünkü kendisi bir imge değildir. Televizyondaki görüntü sinemada olduğu gibi benzerlik, fantazma, ayna, hayal etkisi taşıyan bir şey olamaz. Hiçbir şey ilham etmediği gibi manyetik bir alan yaratmanın ötesine geçemez. Minyatür boyutlara indirgenmiş bu terminal, aslında ekranın biz olduğunu, aygıtın da bize bakıyor olduğu fikrini işler. Fakat onu yönlendiren güçler sayesinde baştan çıkarma işlemi zevk yanılsaması alınabilecek bir tahrik ediciliğe dönüşür. Teknolojinin bugünkü en basit hali olan televizyon ile kurulan bu ilişki, gelecekteki olası üremelerin olabilirliğine karşı bir ünlem.Bu birleşme arzusu ister istemez üreme konusunda pek çok şey düşündürtüyor. Biyoloji nedir? Hangi hakikati kapsar? Üremenin çeşitliliği döllenmiş televizyon hücrelerine kadar ulaşabilir mi? Belki de şu andan itibaren tek yapmamız gereken televizyonla üremenin modülasyonlarını çeşitlendirmek, hepimizin lise laboratuarlarında tecrübe edindiği gibi hücrelerle oynamak.